Göç; Dini, iktisadi, siyasi, sosyal ve diğer sebeplerden dolayı insan toplulukların hayatlarının tamamını veya bir bölümünü geçirmek üzere bir yerleşim yerinden, bir başkasına yerleşmek suretiyle yaptıkları coğrafi yer değiştirme hareketidir.
Köy yaşamında makineleşmeye geçilmesi, sanayileşmenin ülkede değer kazanması, eğitim şartlarının yetersizliği, sağlık koşulları, işsizlik, daha iyi şartlarda yaşama, düşük ücret nedenleri ile köylerden şehirlere veya başka ülkelere İŞÇİ GÖÇÜ, BEYİN GÖÇÜ, İÇ veya DIŞ GÖÇ olarak gerçekleşmektedir.
Göç veren yerlerde NÜFUS azalır, buna paralel olarak öğrenci sayısı düşer, tarım alanları ekilip biçilemez, üretim azalır, geçim zorlaşır. Şehirlerde GECEKONDULAŞMA başlar. Gidilen yerlerde sosyal, kültürel uyumsuzluklar baş gösterir. Yaşam biçimleri değişir, aile yapısında farklılaşmalara değer çatışmaları ile birlikte kimlik bunalımları, gidilen yerlerde toplumla bütünleşememe zorlukları oluşur. Göç kültürel çatışmalar, artan suç oranları, yoksulluk, sağlık, eğitim sisteminin yetersizliği, güvensizlik, barınma sorunlarını beraberinde getirir.
Vezirköprü'müzde nüfus 110 binlerde iken, yıllar içindeki yöneticilerin liyakatsizliği, merkezi yönetimlerle işbirliği kuramayışı, problemleri tespit ve iletme zorlukları nedeniyle köylerimiz boşalmış, nüfus 90 binlere düşmüştür.
Yine yerel yöneticilerle sivil toplum kuruluşlarından bazıları EGO savaşlarına girişmiş, BEN duygusu ön plana geçmiş, birbirlerinin ilçe menfaatine işleri bile yapılamaz hale gelmiştir.
Cezaevinin, butik otelin, kunduz kampının, organize sanayinin, Vezirköprü-Havza kara yolunun, Huzurevinin, bir fakültenin, bir fabrikanın, ihtiyaç olan okulların yapılmayışında olaylara AT GÖZLÜĞÜ ile bakan yöneticilerin vizyonsuz oluşundan TRAKYA - KASTAMONU - ESKİŞEHİR - ANKARA vb. yerlere gençlerimiz inşaat işçisi, fabrika işçisi olarak göç etmişlerdir.
Köylerimizde tarlalarını ekecek genç, traktör kullanacak yurttaş, mezar kazacak güçlü kimse kalmamış, köyleri yaşlı nineler, dedeler bekler duruma gelmiştir.
Hatta ilçemizde öyle güvensiz ortamlar oluşmuştur ki; komşuluk ilişkileri bozulmuş, iş ortaklıkları oluşamamaktadır.
Bu olaylarda, hükümet politikaları da etken olmuştur. İhtiyarlılık, hastalık, bakım, dönüm - mazot vb. verilen ödenekler çalışabilecekleri de işten, okuldan soğutmuş, kahveler, parklar gençlerin gittiği mekânlar artmış, hazır yeme alışkanlığı, babanın cebine bakmalar, üretmeden, tüketme alışkanlıkları yoğunlaşmıştır.
İlçemizdeki öğrenci sayısı da 24 binlerden 16 binlere düşmüş, köylerde okullar kapanmış, insanlarımızı cahil bırakmak için sanki herkes elbirliği yapmış gibi!
GENÇ kaymakamımız, Genç belediye başkanımız STK'lar ilçe problemlerini tespit edip, merkezi yönetime sunacakları projeler ile ilçe kalkınmasına kalıcı eserler bırakacaklarını umut ediyorum. Yapılacaklar RESİMLERDE, birlikte verilen FOTOĞRAFLARDA kalmaz beklentimiz büyük, rutin işlerin dışında kalıcı eserler bırakmanız dileklerimle.
Günler geçiyor HAYDİ ÇALIŞMAYA!...