19 Mayıs; ihanetin mekanı olan İstanbul’da ve mücadelenin mekanı olan Anadolu’da işgal kuvvetleri ile Milli Mücadelenin, kuvayi milliye destanının yazıldığı tarihtir 19 Mayıs 1919. “Ateşi ve ihaneti gördük / Ve kanlı bankerler pazarında / Memleketi Alaman’a satanlar, / Yan gelip ölülerin üzerinde yatanlar / Düştüler can kaygusuna / Ve kurtarmak için başlarını halkın gazabından / Karanlığa karışarak basıp gittiler. / Yaralıydı, yorgundu, fakirdi millet / En azılı düvellerle dövüşüyordu fakat, / Dövüşüyordu, köle olmamak için iki kat, / İki kat soyulmamak için/ Ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp / Bir tarla sıçanı gibi korkak olan, / Fırlayıp atılınca ileri / Bir dehşet aldı Anteplileri, / Seğirtiler Peşince / Düşmanı tepelerde yendiler. / Ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp / Bir tarla sıçanı gibi korkak olana: KARAYILAN dediler.” / Nazım Hikmet şiirinde Milli Mücadeleyi işgalci düşmanın faaliyetleri ve üst tabakanın bütün ihanetleriyle mücadele eden sıradan insanların, henüz kahraman olmayanın “Kahraman olarak doğulmaz, kahraman olunur.” Kurtuluş ve kuruluşun kahramanı Mustafa Kemal Atatürk’ün isyanıdır 19 Mayıs 1919. Bir dönüm noktasıdır. Bir dönemin bitip yeni bir dönemin başladığı gündür. Padişah kararına uymayan 9. Ordu müfettişi Mustafa Kemal’in sadece işgalcilere sömürgeciliğe karşı değil, mutlak otoriteye karşı da bir isyanı bir vatandaşlık bilincidir. Kurtuluş savaşı sadece dışa verilen bir savaş değil, aynı zamanda bir halkın psikolojik dönüşümünün, direnişinin gösterisidir. Kuvayi Milliye ruhu sadece işgalcileri ülkeden kovmayacak siyasi bir devrim olan CUMHURİYETİ kuracaktır. Kul değil vatandaş olunacak, düşünen, sorgulayan, haklarını arayan insanların yurdu olacaktır ANADOLU. Bu bir destan / Bizim destanımız / Öyle bir destan ki / Bir eşi daha yazılmadı / Bu güne kadar / Biz yazdık ! / Yedi düvele karşı / Var olmak için, Kuvayi Milliye yazdı. / “Düşündü birdenbire kayalardaki adam / Kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri / Kim bilir onlar ne kadar büyük ne kadar uzundular / Bir çoğunun adını bilmiyordu yalnız, Yunandan önce ve seferberlikten evvel / Geçerdi Gediz’in sularını başı dönerek ! Paşalar onun arkasındaydılar / O, saati sordu, üç dediler / Sarışın bir kurda benziyordu / Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. / Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi durdu. / Bıraksalar ince uzun bacakları üstünde yaylanarak / Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.”/ 19 Mayısa Samsun’a ayak basarak Birinci Dünya Savaşı’nın kaybedilmesi, Anadolu’nun işgali, Türklerin esaret altına girmesi, karşısında M. Kemal’in herkesin umudunu yitirdiği, cesaret ateşinin yakıldığı, cumhuriyete giden yolun başlangıcıdır. Bugünü doğruyu gören, anlayan, gerçek fikirli gençlere armağan eden Atamızın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramınızı coşkuyla kutlamanız dileklerimle… “Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. O, esaret ve aşağılığı kabul etmez.” “Zaferin büyüklüğü, savaşın çetinliği ile ölçülür.” Atatürk