Sabahattin Ali Mapushane Türküsünde “Başın öne eğilmesin / Aldırma gönül aldırma / Ağladığım duyulmasın / Aldırma gönül aldırma Dertlerin kalkınca şaha / Bir sitem yolla Allah’a / Görecek günler var daha / Aldırma gönül aldırma” diyor. Bütün toplumlarda suç işleyenler vardır. Suç işleyenlere çeşitli cezalar verilir. Cezalardan biride HAPİSLİKTİR. Tutuklu ve hükümlü cezaevleri ayrıdır. AÇIK – YARI AÇIK – KAPALI diye tiplere ayrılır. KAPALI CEZAEVLERİ; A-B-C-E-F-L-T-S-R tipi sınıfları bulunmaktadır. Yüksek güvenlikli F tipi oda sistemli kapalı cezaevleri de bulunmaktadır. Cezaevlerine hüküm giymiş kişiler cezalarını çekmek için hapsedilirler. Cezaevi ve hapsetmenin suçlular üzerinde istenilen veya beklenilen düzeyde caydırıcı bir işlev görmediği, bunun için ceza arttırma politikalarına ağırlık verilmesi seçici bir tutuklama politikası ile azılı suçluların hapsedilmesinin sağlanması, suçluların cezaevlerine kapatılmaları ile birlikte rehabilitasyon çalışmalarının da bu sürece eşlik etmesi gereği vurgulanıyor. Bu nedenle çeşitli cezaevlerinde çeşitli meslek edindirme kursları açılmakta, cezasını çekenlerin dışarı çıkınca bir meslekleri olması amaçlanmaktadır. Türkiye’de 1 Temmuz 2024 itibariyle 403 cezaevi bulunmakta, 295.064 hükümlü ve 47.462 tutuklu yatmaktadır. Toplam 340 bini aştı. Bu sayılar her gün değişmekte, bir karyolada nöbetleşe 3 kişi yatmaktadır. TUTUKLU: Soruşturma veya kovuşturma aşamasında kaçma ve delilleri karartma şüphesiyle hürriyetleri kısıtlananlar, yargılanmaları devam edenlerdir. HÜKÜMLÜ: Yaptığı fiilden dolayı hukuki açıdan başkasının haklarına zarar verdiği gerekçesiyle toplumdan uzaklaştırılan hüküm giymiş kişi, suç işlediği kesinleşmiş olanlardır. Ülkemiz cezaevi sayısı bakımından Avrupa’da Rusya’dan sonra 2. sırada, Dünyada ise 6. sıradadır. Ve hala cezaevi inşaatlarına devam ediyoruz. Toplum aç –susuz, yoksul, işsiz iken fabrika açmak yerine neden MAPUSHANE yapılıyor. “HABERİN VAR MI TAŞ DUVAR? DEMİR KAPI, KÖR PENCERE” Yaşar Kemal “Bizi düşünmeye alıştırmamışlar, üstelikte düşünmeyelim diye elinden geleni yapmışlar, düşünmeye çalışanları da hep öldürmüşler” diyor. Bir düşünceni açıklasan, bu düşünceni kaleme döksen, iktidarı yaptıklarından dolayı eleştirsen insanlar tutuklanıyor? Hakaret etmeden, küfür etmeden, yapılanlar hakkında konuşmak neden suç? Düşünce insanı diğer canlılardan ayıran bir yeti, bir melekedir. İnsan araştıran, varoluş nedenlerini inceleyen bir yaratıktır. Düşüncenin toplumsal karşılıklı etkilenmeler, düşünme özgürlüğünün birey ve toplumun gelişimi açısından önemi büyüktür. ORTAK AKIL bunun için vardır. Benim dediğim hep doğru söylemleri insanı yanlışa götürür. Mapushaneler düşünce suçluları ile doludur. Bu suçluların suçu işleme nedenleri sorgulanmalı, nedenler ortadan kaldırılmalı ki yeni cezaevleri açmayalım. Onların yerine işyerleri, fabrikalar, üretime yönelik alanlar kuralım. Dünyada en zor iş İNSAN olabilmektir.  Bunu kolaylaştıralım. Mutlu, sağlıklı, adil, adaletli, hukuksal yollar bulalım. Ama herkesi topluyorlar. Alman Papaz Martin Niemöller ”Önce sosyalistleri topladılar ses çıkarmadım, sonra sendikacıları, sonra Yahudileri ses çıkarmadım. Çünkü onlardan değildim. Sonra beni almaya geldiler. Benim için sesini çıkaran kimse kalmamıştı. ONA GÖRE DAVRANALIM!.. İlçemize de cezaevi yerine fabrikalar, üretime odaklı merkezler isteyelim. Suç oranlarını ve işsizliği böylece önlemiş oluruz…