Üçlü serinin daha ilk maçında geceye dair olumlu hiçbir şeyin olmadığı karşılaşmada Antalyaspor’a kaybettik. Oysa hem yeni oyuncularımızı izleyecek, hem de oturmuş kadroya kaliteli ayakların katacağı güçle rahat galibiyet alacaktık. Biz taraftarlar öyle ümit etmiş böyle motive olmuştuk maça. Futbol belki de bu yüzden bu kadar güzel. Öngörülmesi zor olanı, sonuç olarak çıkarır karşımıza: Antalyaspor 25 yıl aradan sonra Samsunspor’u Samsun’da yendi. Thomas Reis beklenen bir 11’le çıktı maça. Emre Kılınç’ın sakatlığında yeni kanat oyuncusunu kulübede bekletti ki bence başka kanadımızın olmadığı gerçeğinden hareketle as olarak değerlendirebilirdi Colibaly’i. Fakat Hoca Trabzon maçında denediği ve verim aldığı şekilde yani Sousa’nın çizgide olduğu formasyonda sahaya dizildi. Samsunspor maça iyi başladı ve tehlikeli ataklar da geliştirdi ama çoğu zaman karşımıza çıkan bitirememe zaafı yüzünden aradığımız golü bulamadık. Rakip gol atmamız için pozisyon bulmamıza çok müsaade etse de net sayılabilecek pozisyonları cömertçe harcadık. Gol atmakta yaşadığımız zafiyet yetmiyor gibi rakibe yaptığımız basit bir faul nedeniyle ona gol fırsatı tanıdık. Bu maç Makambu’un takımımızda 6 numara oynayamayacağının kesin kanıtı oldu desek abartmış olmayız. Evet, geriye yaslanan Trabzon karşısında Sousa-Holse birlikteliği işe yaramıştı ama Sousa’nın çizgide olması kanadın birini etkisiz kullanmamıza neden oluyor. Ve bu maçtaki görüntüye göre Sousa henüz 10 numara pozisyonu için Holse’yi kesecek kıvamda değil. Holse haricinde ortaya çıkan mağlubiyete isyan edecek bir direniş ve isyan göremedim oyuncularımızda. Zeki’nin de çıkmasıyla kaptansız gemi fırtınalı gecede alabora oldu. Antalyaspor’lu oyuncular maçın başından sonuna kadar oyunu durdurmak için o kadar uzun süre yerlerde yattı ki bu kadarına epeydir şahit olmamıştım. 2023-24 sezonunda ligde aldığımız ilk galibiyet olan Hatay maçında rakip takım hocası Volkan Demirel böyle bir taktik izlemişti. Ardından Emre Hoca’nın aynı taktikle oyunu soğutma çabası beni şaşırtmasa da ülke futboluna yerli hocaların hiçbir şey katamayacak olduğu hakikati üzdü doğrusu. Hakemler kaleciye oyunu geç başlattığı için sarı kart verdikten sonra ikinci sarıyı aynı gerekçeyle veremez diye bir kural mı var? Neden devamında müdahale etmiyorlar kalecilerin dakikalarca süren beklemelerine. Kaleci auta çıkan hiçbir topu 20 saniyenin altında oyuna sokmadı. Ve hakem de buna her seferinde müsaade etti. Maçın hakemi Arda Kardeşler öyle bir maç idare etti ki gecede bütün yaşananların üstüne tüy dikti. Belki de Süper Lig hakemleri içinde hakemlik kabiliyeti en zayıf olanıdır kendisi. Böyle olduğu için hakemleri hiç konuşmayan Hocamız Reis’i bile çileden çıkartmayı başarmış oldu. Bu arada taraftarımızın yoğun çabalarıyla bakıma alınan stadımızın zemini neden bu sene yenilenmedi? Samsunspor bu sahada Avrupa maçları da dâhil olmak üzere tarihinin en yoğun maç sayısını oynayacağı bilindiği halde zemin neden yenilenmedi? Daha ne kadar puan kaybetmemiz bekleniyor el atılması için? Ve belki de gecenin konuşulması gereken en önemli konusu: Tarihin en pahalı kadrosu kurulmuş ve hedef ilk beş olarak açıklanmışken iç sahada sadece 8 bin taraftarla oynayışımızı neyle açıklayabiliriz? Samsunspor maçının olduğu akşam Atakum sahil hattında maçtan daha fazla insan olmasının izahını yapamıyorum. Her şeyin aleyhimize işlediği gecede sadece taraftarımız tribünlerde olsa maçı her türlü çevirir ve 3 puanı alırdık. Ne hakem ne rakibin yerde yatması ne de takımın motivasyon kaybı etkilemezdi bizi. Samsunspor taraftarı bunun farkında olmalı: Taraftarın gücü nispetinde güçlü, taraftarın desteği nispetinde etkili bir takımdır Samsunspor. Bu mağlubiyetin sorumlusu maça gelmeyen taraftardır. Nokta.