2024 – 2025 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KAPANIŞI BASIN AÇIKLAMASI
2024 – 2025 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KAPANIŞI BASIN AÇIKLAMASI
En değerli varlıklarımız, çocuklarımız yarın karnelerini alıp, bir eğitim-öğretim yılını tamamlıyorlar. Kimileri ilk karnelerinin heyecanını yaşarken, kimileri son kez karne alıp üniversiteye geçiş heyecanı yaşıyor. Tüm çocuklarımızı bir yıl boyunca verdikleri tüm emekler ve çalışmaları için yürekten tebrik ediyor; mutlu bir yaz tatili diliyorum.
Milli Eğitim Bakanlığını yıl boyunca defalarca uyarmamıza rağmen, bir yılı daha sorumluluklarını yerine getirmeden tamamladılar. Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de söylediği gibi Cumhuriyetimizin bizden istediği "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesillerin yetiştirilmesini sağlamak en temel sorumluluğumuzdur.
İktidarın bütün amacı eğitimi bir araç olarak kullanarak dindar ve kindar bir nesil yetiştirmek, kendilerine uygun itaatkar ve kanaatkar seçmenler yaratmak oldu. 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı’nda da eğitim sistemimizin hiçbir sorunu çözülemedi., hatta bakanlık var olan sorunlara yenilerini ekledi. Bugün 1. Sınıf öğrencilerimiz karne almadı mesela. Eğitim alanında sembolik değeri olan tüm uygulamalara düşman olan Bakanlık, 2024-2025 Eğitim – Öğretim Yılı’ndan itibaren ilkokul birinci sınıflarda karne uygulamasını kaldırdı.
Onlara da üzerinde Atatürk ve İstiklal Marşı'mızın olduğu, not ile değerlendirilmedikleri, emeklerinin karşılığını görecekleri ve hatıra olarak saklayacakları bir belge mutlaka verilmeliydi. Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında da çocuklarımız okullarda bir bardak temiz suya, bir öğün ücretsiz yemeğe dahi erişemedi, kantin masrafları bile aileler için ciddi bir yük haline geldi. Geçtiğimiz Temmuz ayından bu yana okullarda temizlikle ilgili yaşanacak sorunları ve alınacak önlemleri dile getirmemize rağmen hiçbir önlem alınmadı, okullarımız temizlenemedi.
Okullarımız afet ve acil durumlara karşı denetlenmedi, gerekli iyileştirmeler yapılmadı, pek çok okul kazası yaşandı. Kamu okullarının temizliği ve güvenliği Bakanlık tarafından sağlanamadığı için, okulların eksikliklerini giderecek bütçeleri olmadığı için, yasak olmasına rağmen velilerden kayıt ücreti, bağış adı altında ücretler talep edildi.
Seçim beyannamelerinde 1 yıl okul öncesi eğitimi zorunlu yapacağız diyen iktidar okul öncesini zorunlu yapmadığı gibi, katkı payı uygulaması ile okul öncesi eğitimi kamu okullarında bile ücretli hale getirildi. Çocukların eğitim hakkını kısıtlayan, sağlık ve yaşam hakkını zedeleyen, güvencesiz ve denetimsiz bir emek sömürüsü olan MESEM'lerde çocuklarımız sömürülmeye, yaralanmaya ve ölmeye devam etti.
2023 Eylül ayından bu yana 13 çocuğumuz hayatını kaybetti. 17 yaşında kaybettiğimiz MEŞEM öğrencisi Alperen Enes Ural davasında sorumlular tutuklanmadı, çok küçük para cezalarıyla serbest bırakıldı. AKP iktidarı ve Bakanlık çocukların okuldan koparılmasını, açıköğretime geçmesini, özel okullarda hayalet sınıflar oluşmasını, çocukların ucuz işgücü olarak çalışmasını ve özellikle kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesini kolaylaştıracak politikalar izlemeye devam etti.
Bu yıl 1., 5. ve 9. sınıfı tamamlayan çocuklarımız Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adı verilen, öğretim programı olmaktan ziyade çağdışı bir eğitim manifestosu olma niteliği taşıyan, iktidarın ideolojik saplantılarını ve itaatkar ve kanaatkar nesil yetiştirme hedefini yansıtan programlarla eğitim aldı. AKP'nin eğitimi siyasallaştırma ve dinselleştirme hamlelerine yenileri de eklendi.
ÇEDES kapsamında pedagojik olarak çocuklara uygun olmayan mezar ve cami temizleme, savaş canlandırması, ağıt yakma vb. etkinlikler gerçekleştirildi. Çocuklarını Bakanlığın gerici uygulamalarından korumak, bilimsel ve laik bir eğitim almasını sağlamak, temizlenebilen, güvenli okullara göndermek isteyen veliler özel okullara mahkum edildi. Özel okulları ücretleri açısından denetlemeyen Bakanlık aynı tavrını özel okullarda emeği sömürülen öğretmenlerin yaşadığı sorunlarla ilgili de sürdürdü. Özel sektör öğretmenlerinin taban maaş, belirsiz süreli iş sözleşmesi, eğitim ve güzel sanatlar işkolu kurulması, kamu ile özlük haklarında eşitlik sağlanması yönündeki taleplerini duymazdan gelmeye devam etti. Devlet okullarında en temel ihtiyaçlar bile karşılanamazken, bazı okullar için özel imkanlar seferber edildi. Bazı Anadolu İmam Hatip Liseleri bünyesindeki "Proje İmam Hatip Ortaokulları” için öğrencilere burs, nakit para, ödül, ücretsiz öğle yemeği, kırtasiye desteği, 24 kişilik sınıflar ve ücretsiz ulaşım gibi diğer devlet okullarında bulunmayan imkanlar vaat edilerek kayıt kampanyaları yürütülmeye başlandı.
Proje okul uygulamasının yandaş bir eğitim sendikası üyelerine kayırmacılık yapmak ve AKP'nin il teşkilatlarında bir torpil pazarı oluşturmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmediğini defalarca söyledik. Dünyanın hiçbir yerinde Bakan 85 bin kişiyi bizzat atayamaz. Hepsini tanıması, değerlendirmesi, ataması mümkün değil. Buna rağmen 8 Nisan'da, dönem ortasında hiçbir somut kriter açıklamadan, sadece "bakan onayı” ile proje okullara öğretmen ve yönetici atamaları gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 11 Nisan 2023'te 1 milyon atanmayan öğretmene "Bize oy verin, mülakatı kaldırdık.” dedi, dönemin Milli Eğitim Bakanı da doğruladı. Sonra seçim kazanıldı, Yusuf Tekin göreve geldi ve "Mülakat gibi mülakat yapacağız.” dedi. "Yapamazsınız, farklı komisyonlarda standart tutturamazsınız, mülakatta yaşanacak haksızlıkların önüne geçemesiniz." diye defalarca uyarmamıza, sözlü sınavın kaldırılmasına ilişkin dava açmamıza rağmen mülakat uygulaması devam etti.
Bu yıl ise yalmzca 15.000 öğretmen ataması yapılacağı açıklandı. Açıklanan 15 bin kontenjanın 11.345'i ilk 5 branşa dağıtıldı, geriye kalan 71 branşa sadece 3.655 kontenjan ayrıldı. Öğretmen ihtiyacı ücretli öğretmenlik sistemiyle, öğretmenlerin ve hatta kimi durumlarda öğretmenlik yetkinliği dahi olmayan kişilerin asgari ücretten bile düşük maaşlarla çalıştırılmasıyla giderilmeye çalışılmaya devam etti. Öğretmenlerin hiçbir mevcut sorununu çözmeyen Öğretmenlik Mesleği Kanunu Partimizin, eğitim sendikalarının ve eğitimin tüm paydaşlarının itirazlarına rağmen dönem başında oy çokluğuyla Meclis'te kabul edildi. Ücretli, atanmayan, mülakat mağduru, engelli, kamu ve özel sektörde çalışan, emekli öğretmenlerimiz ve usta öğreticilerimiz pek sorunla karşı karşıya kaldı. Şiddet gördüler, öldürüldüler. Çocuklarımız laik, bilimsel, nitelikli eğitim alamadı ve eğitim hakkından mahrum edildi, okullarına aç gidip, MESEM'lerde hayatlarını kaybettiler.
Eğitimin yükü, yoksullukla mücadele eden velilerimiz üzerine yıkıldı.
6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıldan fazla zaman geçmesine rağmen bölgede yaşayan yurttaşlarımızın, öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin sorunları hala çözülmedi.
Buradan bir kez daha hatırlatmak isteriz ki Milli Eğitim Bakanlığının görevi çocuklarımızın ve gençlerimizin yasalarla ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış nitelikli eğitime erişim hakkını garanti altına almaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak;
- Tüm bu sorunların çözülmesi,
- Nitelikli, çağdaş, bilimsel, laik, kamusal, parasız, eşit, erişilebilir ve kapsayıcı bir eğitim sistemi inşa edilmesi,
- Tüm öğretmenlerimizin hak ettiği değeri görmesi,
- Okulların en güvenli alanlar olması,
- Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de söylediği gibi Cumhuriyetin bizden istediği "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesillerin yetiştirilmesi için var gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.