Ahmet Tanyeri şiirinde” İnsan bir devekuşu olmuş bir şey bilmiyor/Kafayı kuma gömmüş etrafını görmüyor. “ derken: Devekuşu Afrika’ya özgü uçamayan bir kuş türüdür. Devekuşları tehlike anında başlarını kuma gömmeleri ile bilinir. Halbuki Amerikan NATİONAL GEOGRAPHİC dergisine göre halkın sandığının tersine devekuşları başını kuma gömmezler. Deve kuşlarının savunma davranışlarından biri bu yanlış anlamaya yol açmış. Avcıyı görüp tehlike yaklaştığında devekuşu başını görünmemek için uzun boynunu yere bastırır. Tüyleri kumlu toprakla çok iyi gizlenmiş olur ve uzaktan bakıldığında başını kuma gömmüş izlenimi verir. Bizde” DEVEKUŞU GİBİ BAŞINI YERE GÖMMEK” bir deyim olmuş, kaçınma hızlı hareket etme ve özgünlüğü temsil eder. Devekuşları tehlike anında başlarını kuma gömmeleriyle bilinir. Bir tehlike bir olay karşısında yararlı olmayacağı apaçık ortada olan kaçamak bir yola veya başkalarını aldattığını sanarak kendisini aldatma anlamında kullanırız. Çoğumuz hatalarımızı bilmiyor ya da devekuşu misali kafamızı kuma gömüyoruz. Siz görmezseniz de herkes sizi ve hatalarını biliyor. Onun için saklanmaya gerek yoktur. Arkadan dümen çevirenler sonradan devekuşu misali kafalarını kuma gömüp saklandığını düşünmeleri en tehlikeli yerlerinin açıkta kaldığını düşünemiyorlar mı? Devekuşuna sormuşlar” Uç demişler” Ben deveyim” demiş. “Yük taşı demişler”   Ben kuşum taşıyamam” demiş. Bunu insanlara uyarladığımızda görevden kaçma, işi savsaklama, yapmama durumundadır. Siyasette de bunları yaşıyoruz. Ülkemize ve yaşayan insanlara her türlü zararı veriyorlar. Sonra ya bilmezden geliyorlar. Ya da tehlikeyi görünce suçu muhaliflere atıyorlar. Cehaletlerini yolsuzluklarını herkes biliyor ama onlar yük taşımaya, sorumluluk almaya gelince kuş, ülkeyi kalkındıralım, uçuralım deyince deve oluyorlar. Sorumluluktan kaçma kendilerine de ihanet oluyor. Sorumluluk özgürlük demektir. Özgür olmadıkları için ne kuş ne deve olabiliyorlar. “HER DOĞRU, İNSANA BİR SORUMLULUK, HER FIRSAT BİR ZORUNLULUK VE SAHİP OLDUĞU HER ŞEY DE ONA BİR GÖREV YÜKLER” İktidar sahipleri doğru iş yapmadıkları için sorumlu oldukları işlerde başarısız olunca her şeyi ya muhalefete ya da dış güçlere devrediyorlar. “Düzgün insan olabilmek için sorumluluk üstlenen birisi olmak gerekir.” KEMİYET:” Sayı çoğunluğu, miktardır.” KEYFİYET ise: Kalite, niteliktir. Kömür boldur, elmas az ama değerlidir. Sayı çoğunluğum var diyerek hesabına gelmeyen her şeyi reddetmek keyfiyeti kaliteyi düşürür. Eftal süresi 8/65 “Eğer sizden sabreden yirmi kişi olursa iki yüz kişinin üstesinden gelir. Eğer sizden yüz kişi olursa o müşriklerden binini alt eder. “ İnsan herkesi kendinden üstün bilmelidir! Kibirden uzak durmalıdır. “ŞEREFLE BİTİRİLMESİ GEREKEN EN AĞIR VAZİFE, HAYATTIR” Yoksa NE KUŞ OLURSUN NE DE DEVE Mutluluk göremezsin!…