Atatürk 17 Ekim 1922’de çocuklara seslenerek “Küçük hanımlar, küçük beyler, sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizlerseniz.” derken “Bir milletin çocukları o milletin geleceğidir.” Der. “Eğer bu dünyada gerçek barışı öğreteceksek ve eğer savaşa karşı gerçek bir savaş vereceksek, işe önce çocuklarla başlamamız gerekmektedir.”
Çocuklarımıza ne düşünecekleri değil, nasıl düşüneceklerini öğretirken, çocukların yarın neye dönüşeceklerinden korkuyoruz ama onların bugün de birer birey olduklarını unutmamalıyız.
Çocukları eleştirmeden doğru rol modeller olmalı, moral veren kelimelerle, iyi niyetli bir davranışla, daha bilinçli şekilde teşvik ederek çocuklarımızın geleceklerine dair hayallerinin gerçekleşmesine yardımcı olalım. Çocuklar nüfusumuzun üçte birini, geleceğimizin ise tamamını oluştururlar.
Atamız çocuklarımızın, ülkemizin geleceği için birçok devrim yasalarını hayata geçirmiştir.
3 Mart 1924’te 430 No’lu yasa ile Tevhid-i Tedrisat Kanununu çıkarmış Eğitim-Öğretimi birleştirmiştir. 479 No’lu yasa ile medreseleri kapatmış 29 İmam-Hatip ve İlk İlahiyat Fakültesini açtırmıştır. Genel Kurmay Başkanlığı’nı ve Diyanet İşlerini kuruyor. 431 No’lu yasa ile Hilafeti kaldırıp Din-Devlet işlerini ayırıyordu.
Atatürk Ulusunun bağımsızlığını kazanarak Bilim ve Tekniğin esaslarına dayanan ulusal ve çağdaş bir devlet kurulmasını nutukta anlatıyor.
Anayasanın 42. Maddesi “Eğitim ve Öğretim Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre devletin gözetiminde yapılır.” Der. Ve yine 1926’da Türkiye’de hiçbir okulun Milli Eğitim Bakanlığından ruhsat almadan açılamayacağını hükme bağlıyordu.
Atatürk çocuklara duyduğu sevgi ve güvenin ifadesi olarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını 1929 yılında dünya çocuklarına armağan etmiştir. TBMM’ni 1920’de açarak 1924’te resmi bayram kabul edilerek Türk Kültürünün yanı sıra dünya barışı ve çocuk haklarına dair farkındalığın artırılmasını amaçlamıştır.
Bu günlerde depremlerde, otel yangınlarında çocukların ölmesi engellenememiş sağ olanların çağdaş bir eğitim almalarının önüne birçok engeller getirilmiştir. Eğitim ile ilgisi olmayan Milli Eğitim Bakanları birbirinin yaptıklarını değiştirmiş 4+4+4 Eğitim Sistemiyle kesintisiz eğitim yerine kademeli eğitim getirilmiş, 20 bin köy okulu kapatılmış taşımalı eğitime veya yasa dışı yatılı medreselere çocuklar yönlendirilmiş, Mesleki Eğitim Merkezi düzenlemesiyle küçük yaşta çocuklar bedensel ve zihinsel gelişmeleri tamamlanmadan ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmakta, Diyanet Akademisi düzenlemesiyle YÖK ya da MEB bağlı olmayan bir kurum dinsel bir eğitim veriyor. Cemaat ve tarikatlar marifetiyle okullara imam-Hatip görevlendiriliyor.
Bunlar öğretim birliğini sağlayan 430 sayılı devrim kanunlarına, Tarikatları yasaklayan 677 sayılı devrim kanunlarına Anayasada belirtilen Laik-Hukuk düzenine Milli Eğitim Temel kanununa aykırıdır.
“ÇOCUKLARI SAĞLIKLI VE BİLGİLİ YETİŞTİRMEYEN ULUSLAR, TEMELİ ÇÜRÜK BİNALAR GİBİ ÇABUK YIKILIRLAR.” Mustafa Kemal Atatürk
ÇOCUKLARIMIZIN 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMLARINI KUTLUYORUM.