Yakup CEYLAN
Köşe Yazarı
Yakup CEYLAN
 

ORTAÇAĞ EĞİTİMİ (MEDRESELER)

Ortaçağ MS 500-1500 yılları arasındaki dönemi kapsar 1492 yılında Amerika kıtasının keşfedilmesiyle sona erer.  Devletin birliğinin olmadığı, feodalizmin siyasal, sosyal, ekonomik düzen olduğu bir çağdır.  FEODALİTE: Toprakları ellerinde bulunduran senyörler ile bu gücü elinde bulunduran yöneticilere bağımlı olan köle sınıfının oluşturduğu yönetim biçimidir. Ortaçağ Avrupa’sındaki eğitim kilisenin elindeydi.  Manastırlarda rahip ve rahibeler dünyadaki yaşam ve olayları ezberletildi. Başka türlü düşünmemeleri için “ENGİZİSYON MAHKEMELERİ” ile korkuturlardı. Bu çağda eğitimden din adamlarının yanında soylu sınıfı yararlanır. Halk kesimlerinin “EĞİTİM HAKKI” olmazdı. Dinselleştirilmiş eğitim bin yıl sürmüş, zamanla sosyal, ekonomik gelişmeler başlayınca eğitim geleneksel dinsel  temellerinden kopmuştur. Avrupa’da olduğu gibi İslam ülkelerinde de medreseler bu dünya için ölüm sonrası hayat için öğrencilerini hazırlıyordu. Osmanlı eğitiminde de ortaçağ etkileri sürmüş Cumhuriyetin kuruluşu ile “Hayatta en gerçek yol göstericinin Bilim-Fen olduğunu” gerçeği benimsenmiştir. Cumhuriyetin bilimsel, parasız, laik, demokratik eğitimi yerleştirirken son yıllarda tarikat mektep ve medreselerinde ORTAÇAĞ EĞİTİMİ verilmeye başlanmış çocuklar örgün eğitimden çıkarılarak “AÇIK ÖĞRETİME” yönlendirilmiş, bir milyona yakın çocuğumuz okula kaydını hiç yaptırmamıştır. İlkokul çağı dışında da 720 bin işçi çocuk olduğu saptanmıştır. Şimdilerde tarikat ve cemaatler Milli Eğitim içine yerleşmiş laik, demokratik, parasız eğitim bırakılarak Kur’an Kursları, medrese eğitim benzeri eğitimlerle yatılı olarak din eğitimi adı altında hurafelere dayalı ezberci  bir eğitime geçilmektedir. Genelde üniversite öğrencileri devlet yurtları yetersiz olduğundan cemaat yurtlarına yönlendirilmektedir. Özel okullara rağbet artırılmaktadır. Bu yurtlarda gazetelere yansıyan bilgilere göre cinsel tacizler ve ölümler yaşanmaktadır. 2021 yılında Muş’taki kuran kursunda bir çocuk kendini asmış, bu örnekler yüzlerce çoğalırken en son yine 12 yaşındaki çocuk ŞANLIURFA’da bir kuran kursunda kendini asıyor. Örgün eğitim dışında çoğu merdiven altı eğitim veren cemaat ve tarikatların kurslarını Milli Eğitim Bakanlığının denetlenmesi gerekirken ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ neden yaşama geçirilmemektedir?  Batı 1500’üncü yıllarda ortaçağ eğitiminden vazgeçerken biz 2023 yılında bile MEDRESE eğitimi için çaba harcıyoruz.  “MİLLET GİDER AY’A BİZ KALIRIZ YAYA” Bu söz yabancı ülkeler geliştiren teknolojileri ile ilerlerken biz ise bu eğitim sistemi ile gerilemeye devam ediyoruz. Atatürk zamanındaki milliyetçilik ruhu söndürülmüş, onun yerine HÜMANİZM ve MATERYALİZM anlayışı almıştır. KÖY ENSTİTÜLERİNİN kapatılışı eğitimde geriye gidişin en yakın örneğidir.  Atatürk: “Eğitiminin kalkınma hareketindeki yeri ve Cumhuriyeti koruyacak yeni nesilleri yetiştirme gereğidir. Ve Cumhurbaşkanı olmasaydım Milli Eğitim Bakanı olmak isterdim.” sözü unutulmamalıdır.  Bu arada görevini doğru yapan buralarda görevli imamlara sözümüz olamaz. Sözümüz  siyasete alet olanlara ve onları kullanmaya çalışanlaradır.  “EĞİTİMİN ÇAĞDAŞ KÜLTÜRE DAYANMASI, EĞİTİMDE ULUSALLIK İLKESİ BOZULMAYACAKTIR” Atatürk. 
Ekleme Tarihi: 28 Temmuz 2023 - Cuma
Yakup CEYLAN

ORTAÇAĞ EĞİTİMİ (MEDRESELER)

Ortaçağ MS 500-1500 yılları arasındaki dönemi kapsar 1492 yılında Amerika kıtasının keşfedilmesiyle sona erer. 

Devletin birliğinin olmadığı, feodalizmin siyasal, sosyal, ekonomik düzen olduğu bir çağdır. 


FEODALİTE: Toprakları ellerinde bulunduran senyörler ile bu gücü elinde bulunduran yöneticilere bağımlı olan köle sınıfının oluşturduğu yönetim biçimidir. Ortaçağ Avrupa’sındaki eğitim kilisenin elindeydi.

 Manastırlarda rahip ve rahibeler dünyadaki yaşam ve olayları ezberletildi. Başka türlü düşünmemeleri için “ENGİZİSYON MAHKEMELERİ” ile korkuturlardı.


Bu çağda eğitimden din adamlarının yanında soylu sınıfı yararlanır. Halk kesimlerinin “EĞİTİM HAKKI” olmazdı. Dinselleştirilmiş eğitim bin yıl sürmüş, zamanla sosyal, ekonomik gelişmeler başlayınca eğitim geleneksel dinsel  temellerinden kopmuştur. Avrupa’da olduğu gibi İslam ülkelerinde de medreseler bu dünya için ölüm sonrası hayat için öğrencilerini hazırlıyordu. Osmanlı eğitiminde de ortaçağ etkileri sürmüş Cumhuriyetin kuruluşu ile “Hayatta en gerçek yol göstericinin Bilim-Fen olduğunu” gerçeği benimsenmiştir.


Cumhuriyetin bilimsel, parasız, laik, demokratik eğitimi yerleştirirken son yıllarda tarikat mektep ve medreselerinde ORTAÇAĞ EĞİTİMİ verilmeye başlanmış çocuklar örgün eğitimden çıkarılarak “AÇIK ÖĞRETİME” yönlendirilmiş, bir milyona yakın çocuğumuz okula kaydını hiç yaptırmamıştır. İlkokul çağı dışında da 720 bin işçi çocuk olduğu saptanmıştır.


Şimdilerde tarikat ve cemaatler Milli Eğitim içine yerleşmiş laik, demokratik, parasız eğitim bırakılarak Kur’an Kursları, medrese eğitim benzeri eğitimlerle yatılı olarak din eğitimi adı altında hurafelere dayalı ezberci  bir eğitime geçilmektedir. Genelde üniversite öğrencileri devlet yurtları yetersiz olduğundan cemaat yurtlarına yönlendirilmektedir. Özel okullara rağbet artırılmaktadır.


Bu yurtlarda gazetelere yansıyan bilgilere göre cinsel tacizler ve ölümler yaşanmaktadır. 2021 yılında Muş’taki kuran kursunda bir çocuk kendini asmış, bu örnekler yüzlerce çoğalırken en son yine 12 yaşındaki çocuk ŞANLIURFA’da bir kuran kursunda kendini asıyor. Örgün eğitim dışında çoğu merdiven altı eğitim veren cemaat ve tarikatların kurslarını Milli Eğitim Bakanlığının denetlenmesi gerekirken ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ neden yaşama geçirilmemektedir? 


Batı 1500’üncü yıllarda ortaçağ eğitiminden vazgeçerken biz 2023 yılında bile MEDRESE eğitimi için çaba harcıyoruz. 


“MİLLET GİDER AY’A BİZ KALIRIZ YAYA” Bu söz yabancı ülkeler geliştiren teknolojileri ile ilerlerken biz ise bu eğitim sistemi ile gerilemeye devam ediyoruz. Atatürk zamanındaki milliyetçilik ruhu söndürülmüş, onun yerine HÜMANİZM ve MATERYALİZM anlayışı almıştır.


KÖY ENSTİTÜLERİNİN kapatılışı eğitimde geriye gidişin en yakın örneğidir. 


Atatürk: “Eğitiminin kalkınma hareketindeki yeri ve Cumhuriyeti koruyacak yeni nesilleri yetiştirme gereğidir. Ve Cumhurbaşkanı olmasaydım Milli Eğitim Bakanı olmak isterdim.” sözü unutulmamalıdır. 


Bu arada görevini doğru yapan buralarda görevli imamlara sözümüz olamaz. Sözümüz  siyasete alet olanlara ve onları kullanmaya çalışanlaradır. 


“EĞİTİMİN ÇAĞDAŞ KÜLTÜRE DAYANMASI, EĞİTİMDE ULUSALLIK İLKESİ BOZULMAYACAKTIR” Atatürk. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve vezirkopruozlem.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.